Yapmanız gereken bir şeye başlamadan önce son bir defa sosyal medya hesaplarınızı kontrol ettiğiniz oluyor mu ? Sabahları uyandıktan kaç dakika sonra sosyal medya hesaplarınıza giriyorsunuz ? Bir paylaşımda bulunduktan sonra gelen beğeni/yorum sayısını sıklıkla kontrol ediyor musunuz ? Az beğeni almak size nasıl hissettiriyor ?
Bundan 10 yıl önce olsa, bu sorular hiçbirimize en ufak bir şey ifade etmezdi. Bugün ise pek çoğumuzun en az bir sosyal medya hesabı var. Bu yazıyı da muhtemelen bu hesapların birinde görüp tıkladınız. Ve ilginizi çektiğine göre sosyal medyada fazla vakit geçiriyor olmaktan endişelisiniz.
Merak Etmeyin, Yalnız Değilsiniz!
Sosyal medya kavramı hayatımıza o kadar hızlı bir giriş yaptı ki, ‘gerçek’ yaşam ile nasıl dengelememiz gerektiğini henüz kestiremiyoruz. Hemen herkesin elinde akıllı telefonlar var. Otobüste, toplantıda, derste, yolda yürürken, sofrada yemek yerken, yatmadan önce son bir defa ve elbette sabah gözümüzü açar açmaz…
Elimiz istemsizce telefona gidiyor ve somut bir maksadımız olmadığı halde kendimizi sosyal medya hesaplarımızı defalarca yenilerken buluyoruz. Büyülenmiş gibiyiz. Pek çoğumuz akıllı telefonundan birkaç saat bile uzak kalsa bir uzvunu yitirmiş gibi hissediyor; açıklaması güç bir huzursuzluk hüküm sürmeye başlıyor.
Bağımlı Mısınız?
Peki bu davranışlarımızı bağımlılık olarak değerlendirmek mümkün mü?
Bahsettiğimiz bu huzursuzluğun madde bağımlılığındaki yoksunluk belirtileriyle paralel olduğunu söyleyebilir miyiz mesela?
Bilim insanları buna henüz kesin bir yanıt veremiyorlar zira sosyal medya bağımlılığı meselesi araştırmacılar için de çok yeni bir konu. Dünyanın dört bir yanında uzmanlar bu konuda araştırmalar yapmaya, klinik çalışmalarındaki tespitleri kendi aralarında tartışmaya hız vermiş olsalar da resmi bir kanıya varılması için halen zamana ihtiyaç var.
Bağımlı Olduğumu Nasıl Anlarım?
Psikiyatri Tanı Kitabı DSM-IV’teki Bağımlılık Tanı Kriterleri’nin birkaçına göz atarak kendi sosyal medya kullanımımızın boyutları üzerine düşünmek öğretici olabilir.
Bağımlılığın en belirgin özelliklerinden biri, kullanılan maddenin dozunun zamanla artırılmasıdır – zira başlangıçtaki doz artık yeterli haz vermemektedir. Buna, maddeye karşı tolerans geliştirme denir. Hiçbir sigara tiryakisi, sigaraya günde iki paket içerek başlamaz. Önce bir tane içer, birkaç gün sonra bir tane daha, sonra iki, üç, beş… derken paket taşımaya başlar. Sonra o paket de yetersiz kalır, ikinci paket alınır.
Sosyal medyada da paylaşımlara gelen ‘beğeni’ sayısı ya da takipçi sayısı gibi kavramlar için benzer bir sürecin işlediğini söylemek mümkün. Ve daha fazla beğeni almak için ya da daha fazla takipçiye erişmek için paylaşım sayısını artırmak, haliyle de sosyal medyada geçirilen zamanın gün içinde giderek daha fazla yer kaplaması, bir tür bağımlı davranışı olarak değerlendirilebilir.
Bağımlı olunan madde belli bir süre alınamadığında kişide fiziksel ve psikolojik belirtiler ortaya çıkar. Yine sigara örneği üzerinden gidersek, uzun bir uçak yolculuğunda uzun süre sigara içemeyen kişi baş ağrısından sinirliliğe kadar pek çok sıkıntı yaşayabilir. Sosyal medyadan belirgin bir süre uzak kalınması halinde de yukarıda da bahsettiğimiz bir tür huzursuzluk, sanki bir şeyler eksikmiş gibi bir his doğması sıkça görülen bir durumdur.
‘Bi 5 dakika Facebook’a bakayım, sonra işe başlarım,” demiştim ama bir baktım 1 saat geçmiş!” Bu deneyim herhalde pek çoğunuza tanıdık gelmiştir. Telefonunuza sosyal medyada geçirdiğiniz süreyi size göstermeden kaydeden bir uygulama yüklesek, 1 haftanın sonunda çıkan sonuç eminim tahmin ettiğinizin çok çok üstünde olacaktır.
Sosyal Medya Hesaplarımı Dondurdum!
Facebook hesabınızı artık sizi mutsuz ettiğini düşünerek dondurduğunuz, sonra dayanamayıp 2 gün sonra geri açtığınız oldu mu? Tamamen silmeye cesaret edebilir misiniz?
Sosyal medyadan uzaklaşma ve hatta tamamen çıkma düşüncesi pek çok insanın aklından zaman zaman geçer. Çok zaman geçiriyorum, artık bu insanların kimle ne yaptığını görmek istemiyorum, bana iyi gelmiyor gibi düşüncelerle buna yönelik girişimlerde de bulunanlar olur. Ne var ki bu girişimlerin çoğunlukla kısa süreli olması, sosyal medyadan uzak kalınamadığına ve dolayısıyla aslında ona bir anlamda bağımlı olunduğuna işaret edebilir.
Altını Çizmekte Fayda Var!
Sosyal medya kullanımında bu bahsettiğimiz davranışların hepsi sizde olsa bile psikiyatrik açıdan bağımlı sayılmanız söz konusu değil çünkü henüz böyle bir bilimsel kriter oluşturulmadı.
Yine de eğer okuduklarınız doğrultusunda sosyal medyada fazla vakit geçirdiğinizi, hayatınızda arzu edeceğinizden daha fazla yer kapladığını ve hatta artık size zarar vermeye başladığını fark ettiyseniz bu duruma müdahale etmeyi düşünebilirsiniz.
Sosyal Medya Bağımlılığı İçin Alabileceğiniz Önlemler…
Birkaç ufak değişiklikle sosyal medyadan mesafe almanız ve olumsuz etkilerini azaltmanız mümkün. Örneğin, yatmadan önce sosyal medya bildirimlerini kapatırsanız geceleri uyanıp telefonunuzu kontrol etmekten kurtulabilirsiniz. Veya ailenizle sofraya oturduğunuzda, arkadaşlarınızla buluştuğunuzda telefonunuzu masaya koymamayı bir kural haline getirerek sohbetin tadını çıkarabilirsiniz. Ama eğer ne yapsanız fayda etmediğini, sosyal medyanın artık sizin için ciddi bir sorun haline geldiğini hissediyorsanız, daha fazla beklemeden bir ruh sağlığı uzmanından yardım almanızı öneririz.
Elif Okan Gezmiş – Uzman Klinik Psikolog
Yazı Fotoğraf: Verdict