Covid 19 pandemisiyle 2.5 yıldır tüm insanlık üzerinde ağır zorlanımlar yaşandı. Yakınların kaybı başta olmak üzere, iş sorunları, parasal güçlükler ve değişen yaşama alışkanlıklarına uyum zorlukları birey üzerinde ciddi ruh sağlığı riskleri getirmiştir. Bunların başında da depresyon gelmektedir.
Pandemi ile birlikte depresyon ve kaygı bozukluklarının arttığı bilenen, bilimsel olarak gösterilmiş bir gerçektir. Bununla birlikte bu artış pandeminin getirdiği yaşam zorluklarından mı kaynaklanmaktadır yoksa hastalık sürecinin beyin üzerindeki olumsuz etkilerinin bir sonucu olarak mı karşımıza çıkmaktadır ?
Covid-19 enfeksiyonu hakkında yapılan bilimsel çalışmalar ve elde edilen bilgiler giderek artmakta ve bu sayede altta yatan sebepler daha iyi anlaşılmaktadır.
Hastalığın Beyin Üzerindeki Etkileri
Yapılan bir araştırmada (Myoung-Hwa Lee, Ph.D. ve ark.) enfeksiyon sırasında artan kan pıhtılaşması eğilimi nedeniye beyin mikro-dolaşımının etkilendiğini ve buna bağlı nöro-psikiyatrik tabloların daha çok ortaya çıktığını göstermiştir.
Bir diğer bilimsel çalışmada (Mario Gennaro Mazza ve ark.) enfeksiyona karşı vücudun gösterdiği artmış bağışıklık yanıtı yaygın enflamasyona (yangı) yol açmakta ve bu da beyin üzerinde sistemik olarak hasara zemin hazırlamaktadır. Özellikle beyin sisi (brain fog) tablosu bu yangı reaksiyonu ile yakından ilişkili bulunmuştur.
Ayrıca covid enfeksiyonundan etkilenmiş bireylerde zaman zaman şiddetli baş ağrısı yakınmaları bildirilmektedir.
Bütün bu nörobiyolojik enfeksiyon etkileri hastalık sonrası çoğu olguda 6 aya kadar devam edebilmekte ve yaşam kalitesini düşürmektedir.
Bu biyolojik etkiler birincil olarak ya da ortaya çıkan zorluklara bağlı ikincil olarak depresyon olgularının artmasına sebep olabilir.
Covid-19 Pandemisi ve Psikososyal Sonuçları
Tüm dünyayı etkisi altına alan pandemi, hastalıktan hiç etkilenmemiş insanlar üzerinde de ağır zorlanımlar ortaya çıkarmıştır.
Bu stresörlere hassasiyeti olan insanların depresyon riski de artmış durumdadır.
Yeryüzünün bilinen en sosyal canlılarından olan insan, yayılımı önlemek için sosyal mesafeler koymak zorunda kalmıştır.
Evden çalışarak insanlarla en az seviyede buluşan çalışanlar, evlerinde ağır izole olan yaşlılar insan olarak en temel gereksiniminden vaz geçmek durumda kalmıştır.
Bağ kurmak !
Gerek biyolojik gerekse psikososyal güçlükler bu dönemde depresyon yaygınlığını belirgin şekilde artırmıştır.
Unutmamak gerekir ki gerek kendiliğinden gerek biyolojik zeminde gerekse zorlanımlara bağlı ortaya çıkan depresyon tedavi ile çok iyi düzelebilen bir rahatsızlıktır. Doğru ve yetkin uzmanlardan yardım almakta gecikmemek gerekir.