Bir araştırmaya göre, sevgilimizin IQ’sunu fazlasıyla abarttıyoruz. Bu bulgular bir bakıma aşkın gözü kördür sözünü doğrular niteliktedir.
Bu körlük kendi egomuzun da ötesine geçmektedir. Sevgilimizin gerçekte olduğundan çok daha zeki olduğunu kabul etmemize neden olmaktadır. Intelligence dergisinde yayınlanan bir araştırmada, Varşova Üniversitesinden ve Avusturalya’dan iki araştırmacı 6 yıldır birlikte olan %25’i evli olan 218 heteroseksüel çifte kendi zekalarını ve partnerlerinin zekalarını değerlendirmeleri istendi. Öngörülebileceği gibi katılımcılar kendi IQ seviyelerini 30 puan fazla tahmin etmişlerdir. Ancak şaşırtıcı bir şekilde eşlerinin zeka puanları konusunda da fazla iyimser olacak şekilde yanılgıya düşmüşlerdir. Kadınlar sevgililerinin IQ’sunu 38 puan, erkekler ise sevgililerinin IQ’sunu 36 puan fazla tahmin etmişlerdir. Araştırmacılar, bu durumu olumlu yanılsama etkisi olarak ifade etmektedir.
Entelektüel uyumluluk, ilişkide uyum anlamına mı geliyor?
Evrim teorisine göre kadınların, eşlerinin zekasını ayırt etmede daha iyi oldukları ileri sürülmektedir, çünkü çocuklarına aktarılacak en iyi genleri seçmek onların sorumluluğudur. Bu çalışmanın sonuçları bu durumun tam tersini göstermektedir. Günlük hayatta entelektüel düzeyi bizimkine yakın olan insanları seçme eğilimindeyiz. Bu tercih, hem gerçek zekâ puanları hem de varsayılan zekâ puanları için gözlenmektedir. Araştırmaya katılan çiftlerin büyük ölçüde aynı sosyal sınıf içinde ve aynı eğitim seviyesinde olduğunu bildiğimiz için bu bulgular mantıklı görünmektedir. Ancak araştırmacılar, bu entelektüel uyumluluğun hiçbir şekilde çiftlerin birbirlerinden memnuniyeti ile bağlantılı olmadığını bildirmişlerdir. Yazıda Alter (öteki) egomuzun zeka seviyemizi abartma eğiliminin kendimizi dışa vurmanın başka bir yolu olabileceğini öne sürülmüştür. Bu durum aynı zamanda ilişkileri uzun süre devam ettirmenin başka bir yolu olabilmektedir. Bu nedenle önceki bir çalışma, eşlerini idealize eden kadınların, daha gerçekçi olan çiftlere göre daha fazla aşık olduklarını ve aşklarının azalma olasılığı daha düşük olduğunu açıklamaktadır.
Yoksa mutlu ve birlikte yaşamak için böylesi bir yanılsama içinde mi yaşamak zorundayız ?
Psk. Nesrin Çalışkan